Son güncelleme 27 Nisan 2024 - 01:00
30 Mayıs 2017 Tarihinde Milli Merkez Anayasa Değişikliği Referandum Süreci ve Sonrası bir bildiri yayınladı. Parlemento üyesi milletvekillerinin teklif ettiği metnin geçerli olmadığı, hazırlanan metnin parlamento dışında hazırlandığı ve geçersiz olduğu, referandum sürecinde evet oyları için milli bütçenin seferber edildiği başlıklarının dikkat çektiği rapor ayrıntıları şöyle:
Halk oylamasından sonra ülkemizin siyasal ve hukuksal durumunu tarafsız ölçülerle tespit etmeliyiz.
Bu aşamada orantısız devlet gücünü kullanmış, kamu araçlarını, organlarını EVET oyları için seferber etmiştir. Ülkenin dört yanında, millî bütçe imkânları ile görkemli mitingler düzenlemiş, ana muhalefet liderini hoyratça, zaman zaman hakaret içeren söylemlerle kötülemiş, suçlamıştır. Ulusal TV kanalları, bu mitingleri canlı müzik yayınlarını bile göktaşı düşer gibi kesip yayınlamışlardır.
Böylece halkoylaması, konusu dışında iktidarın icraatı ve seçim propagandası haline sokulmuştur.
Kurulan Sulh Ceza Hâkimlikleri, anayasanın 37. Maddesinde güvence altına alınan tabii mahkeme niteliğinde kabul edilemez. Üst mahkemeye itiraz hakkı, yan odadaki Sulh Ceza Hâkimi zincirine bağlanmıştır.
Yüz yıllık Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarları, çizeri adliye eliyle işkence sayılabilir biçimde uzun süredir tutuklu bulunuyor.
Yüz elliyi aşkın yerel ve ulusal basın mensubu yurdun dört köşesinde cezaevlerinde iddianame bekliyor.
TSK’nın yapısı değiştirilmiş, askerî eğitim kurumları, askerî yargı, askerî sağlık tesisleri bir kararname ile kapatılmıştır.
Milli Merkez, ABD iltisaklı, cemaat görünümlü kanlı ve vahşi dinci terör örgütü mensupları ile bölücü-Kürtçü PKK ve onunla organik bağı olan militan bir kısım HDP’lilere karşı, hukuk devleti ilkeleri içinde kararlı ve etkin bir biçimde mücadele edilmesini desteklemektedir.
Ancak OHAL gerekçe gösterilerek, siyasi iktidar tarafından muhalif görülen tüm kişi ve kurumların hedef alınması, bağımsız ve tarafsız yargı yerine siyasallaştırılmış bir yargının kurulmak istenilmesi, hukuk devletinden uzaklaşan-otoriter-keyfi ve anti-demokratik iş ve işlemlere tevessül edilmesi asla kabul edilemez.
Bu yolda, birçok haksız ve hukuksuz gözaltı ve tutuklamaların yapılması, basın, ifade ve toplantı hürriyetlerine darbe vurulması ve bu nedenlerle çok sayıda kişinin telafisi olanaksız mağduriyetlerine sebebiyet verilmesi ise son derecede vahimdir.
1982 Anayasası’nın ikinci bölümünün kenar başlığı; “Cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığı” ibaresini taşır. Anayasanın 176. maddesine göre “Kenar başlıkları bağlı oldukları maddenin konusunu belirler.”
Anayasanın 103. maddesinde yazılı yemin metni Cumhurbaşkanının tarafsızlığını bir nitelik olarak açıkça belirlemektedir.
Cumhurbaşkanı:
“Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”
şeklinde and içmiştir. Bu metin bir buyruktur. Normdur. Kenar başlıkla birlikte, Niteliktir. Değişmemiştir. Yürürlüktedir. Anayasa buyruğudur. 12. Cumhurbaşkanı, TBMM’de bu andı içerek göreve başlamıştır.
Anayasa değişikliği, yemin eden ve yemine sadakati devam etmesi gereken Cumhurbaşkanına zımnen muafiyet getirmez.
Yazılı bir norm, ancak açık ve yazılı bir geçici madde kuralı ihdas edilerek kaldırılabilirdi.
Bu nedenle, Cumhurbaşkanının parti üyeliği tarafsızlık niteliğine ve anayasaya aykırıdır.
2019 yılında oluşacak yeni Meclis’in geçmişe dönük denetim yapacak yasama araçları devre dışıdır. Yüce Meclis’in Gensoru, yazılı soru, Sayıştay’ın denetleme hak ve görevine son verilmiştir.
Bugünkü Meclisin güncel aritmetiği, kısıtlı süre içinde bir denetimi olanaksız kılmaktadır.
Bir Anayasa bilimcisinin düşündüğü gibi, hesap verilebilirlik ilkesinden cayılması bu anayasa değişikliğinin örtülü gerekçesi olabilir.
Bu oluş, çok partili hayatı daraltır. Güç dengelerini ve devlet otoritesini Cumhurbaşkanı şahsında birleştirir.
Bu sonuç, 2019 yılından önce Başkanlık Sistemi’ne fiilen geçiştir. Benzeri uygulamalar faşist yönetimlerinde görülebilir. Uygulamada parlamenter rejim sona erecektir. Bu güç, eğip bükeceği temsili bir hükümet ile devleti işgal etme sonucuna varır.
Bu süreçte, Başbakan ve hükümetin bir ara rejim icra organı olarak silik ve soluksuz kalacağı açıktır.
Bu hengâmede Başkan’ın mutlak otoritesi ile dilediği yasaları çıkarması, bütçeleri biçip dikerek kullanmasını muhalefet partilerinin önlemesi beklenemez.
HAYIR oylarının oranı, niceliği ve niteliği büyük önem taşıyor. Ne var ki, pratikte 12. Cumhurbaşkanının söylediği gibi atı alan, parlamenter rejimi geçip gitmektedir.
Kimi siyasi kişi ve örgütlerin güncel tehlikenin farkına varması ve diğer çatışmaları ileriye bırakması gerekiyor.
Dinsel duyarlılıklara, yeni İslâmî değer yargılarına ilişkin içe ve dışa dönük sistemli hedefler ortaya koyuyor.
Anlaşılan, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal rejimini de, dış politikalarını da, yönünü de, hüviyetini de esastan değiştirmeyi amaçlıyor.
Elde etmek üzere olduğu, sınırlarını anayasa dışında belirleyeceği mutlak otoriteyi, Yeni Türkiye adı altında başka bir Cumhuriyet kurmak için kullanacaktır.
Ne yapmalıyız? HAYIR oyları Cumhuriyetin yüz yıla yaklaşan barışçı ve onurlu geçmişine onay verenlerin inanç birliğidir. Cumhuriyet tarihimiz, eski ve yeni değil, bütün bir Türkiye oluşunu kapsıyor.
Önce iç ve dış hukuk yollarını tüketmek için iş ve gönül birliği yapmalıyız.
Kısaca çizdiğimiz, bir halk oylaması süreci yaşadık. İçinde bulunduğumuz durum, tam hukuksuzluk ve kanunsuzluk durumudur.
Yüksek Seçim Kurulu’nun yasa tanımaz kararı sadece bir örnektir, sonuçtur.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal rejimini değiştirmeyi, vatanı ve milleti bölmeyi amaçlayan dayatma bir Anayasa değişikliği ve hukuksuz ve hileli bir şekilde sonucun YSK eliyle değiştirilmesi kabul edilemez.
Hak gaspını, kanunsuzluğu, Anayasanın ihlalini, hukukun katledilmesini, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararını kabul etmiyoruz ve tanımıyoruz.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü yapısı ve kararları ile ülkedeki hukuksuzluğa yol açtığını görmekteyiz. Olağanüstü Hal uygulaması için verdiği karar, 12. Cumhurbaşkanı’nın anayasa dışı eylem ve söylemleri için muhalefet partilerinin başvurularını yıllardır gündemine bile almayışı, anayasa denetimi için umut kırıcıdır.
Lâik Cumhuriyet’in içine düştüğü, düşeceği durumu gören ve paylaşan, EVET-HAYIR ayırımı yapmadan tüm demokrat yurttaşlar bir araya gelmeliyiz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru hakkı olan Ana Muhalefet Partisi’nin girişimine elimizde bulunan belgeler, bilgiler, görüşlerle katkı sağlamalıyız.
1949 yılında kurucusu bulunduğumuz Avrupa Konseyi, insan hakları sözleşmesi, ekleri olan protokol ve anlaşmalarla ülkemizin tüm vatandaşlarının ortak değeridir. Organıdır. Denetçisidir.
Avrupa Konseyi, bu iktidar döneminde gözlem yapma kararını kaldıran, bugünkü Dışişleri Bakanı’nı, kendi parlamentosuna başkan seçen yansız bir demokrasi gücüdür.
İktidar Partisi’ne de, 12. Cumhurbaşkanına da ön yargılı değildir.
Geçmişte ara dönemlerinde, Avrupa Konseyi ve ona bağlı komisyonlar, organlar darbe yönetimlerine karşı sivil siyasetin yanında durdular. Askeri yönetimlere baskı uyguladılar.
Konsey üyesi parlamenterlerimizin görevlerini sürdürmelerine katkı sağladılar.
AİHM’nin görev ve yetkilerini sorgulayan 12. Cumhurbaşkanı yanılıyor.
Yürürlükteki Anayasa’nın 90. maddesi “Türkiye’nin kabul ettiği ve taraf olduğu anlaşmalar kanun hükmündedir.” der. Üstelik bu kanunların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru da yapılamaz. AİHM’nin genişletici bir yorum yapmasını bekliyoruz.
SONUÇ :
Yaşadıklarımız, bizde bir alışkanlık ve umursamazlık yaratmış olabilir. İnsan hak ve özgürlüklerinin güvence altında olduğu ülkeler, kurumlar Türkiye’yi giderek ekseninden çıkan bir ülke olarak niteliyor. Yalnızlaşıyoruz. Çağın hak, hukuk ve uygarlık çizgilerinin dışına düşüyoruz.
MİLLÎ MERKEZ, Evet-Hayır ayırmadan Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında, tüm yurttaşlarımızı toplanmaya çağırıyor. BİRLEŞELİM diyor.
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
MİLLÎ MERKEZ YÖNETİM KURULU
“Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı” CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret etti. CHP […]
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1001 – ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na yapılan başvurular neticesinde destek almaya hak […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez’e tebrik ziyaretinde bulundu. İmamoğlu, Çekmeköy Belediyesi girişinde alkışlarla karşılandı. Çerkez’e hayırlı […]
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 Mart ayı sonu itibarıyla İzmir’de trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı bir önceki yılın aynı […]
Merkez İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu ile Meslek Eğitimini Geliştirme Kurulu Toplantısı Ticaret Bakanı Sn. Ömer Bolat’ın katılımı ile […]
Yetimi Yoksulu Gözetenler Derneği, 2024 yılı Afrika vacip kurban hisse bedelini 3.000 TL olarak açıkladı. Dernek, bu yıl kurban bağışlarını […]
Muğla Büyükşehir Belediyesi Evde Bakım ekipleri bu hizmetten yararlanan yatağa bağımlı ve engelli vatandaşlara evlerinde reçete yazabilecek. Muğla Büyükşehir Belediyesi […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TÜRKPA heyetiyle İsviçre’nin Cenevre şehrine gitti. Türki devletlerin bir araya geldiği etkinliklere katılan […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu Dilovası’ndaki kaçak atık deposunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sordu. […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2023 yılı ‘Faaliyet Raporu Sunumu’nu gerçekleştirdi. Önceki dönem görev süreleri boyunca, belirli kişi ve grupları koruyup, […]
17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...24 Nis 2024 0
Gökmen Gastronomi bünyesindeki restoran zinciri Pizza İl Forno’nun lezzet rüzgarı şimdi İzmir’de esmeye başladı. İtalyan işi pizzalarını, bu ülkenin […]