Son güncelleme 18 Nisan 2024 - 12:23
29 Kas 2017 Köşe Yazarları, Pervane MEMMEDLİ, Sürmanşet 1
“Türk dili artıq dünya dili olma yolunda”
Türk dili Konuşan Ülkeler Dil Kurultayı, sonbaharın son ayında Ankara’da düzenlendi. Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi; Türk Dil Kurumu” işbirliği ile gerçekleştirilen uluslararası Dil Kurultayı’na dünyanın 4 kıtasındaki 40 ülkeden 320 araştırmacı katılmıştı. İsmail bey Kaspıralının “Dilde, işte, fikirde birlik” sloganı altında düzenlenen kurultayda Türkçenin yaşı, Ortak iletişim dili, alfabe meselesi, farklı ülkelerde Türkçe öğretimi, Türkçenin diğer dillerle ilişkileri, tarihi ve çağdaş Türk yazı dillerine dair konular başta olmak üzere çeşitli alt alanlarda bildiriler sunulmuştur.
Kurultayın panel tartışma ve dinlemeleri sembolik adlandırılan Bilge Kağan, Kaşkarlı Mahmut, Ali Şir Nevai, Kaspıralı İsmail, Bahtiyar Vahabzade ve Ahmet Baytursunoğlu gibi 6 salonda yapılıyordu. Rusya’da yaşayan Altay, Hakas, Saka, Kazan, Başkurt Türkleri, Türkmenistan, Japonya, Rusya, İran, Bosna Hersek, Bulgaristan, Kırım, Moğolistan, Kosovada yaşayan, ve diğer Türk dilinde konuşan halkların bugün karşısına çıkan bir dil, edebiyat, alfabe ve tarihin problemleri bilim adamlar nın bahs konusu oldu.
Türk dilinin uzman bilicileri ve araştırmacıları tarihsel kurulan kültürün yeniden canlanması için işbirliğinin artırılması, Türk dünyasının ortak tarih ve Türkçülük şuuruyla yola çıkması, gelecekte bu yönde qerarlaşması için böyle büyük ölçekli kurultayın öneminden ise tanınmış türkoloqlar Hasan Celal Güzel, Şükrü Haluk Akalın, Mustafa Kaçalin, Osman Fikri Sertkaya, Bilgehan Atsız Gökdağ, Fikret Türkmen, Karjaubay Sertkojaoğlu, Firudin Ağasıoğlu, Timur Kocaoğlu, İgor Kormuşin, Tursunjan imin, Melek Özyetgin gibi bilim adamları Kurultayda Kazakistan’ın latin alfabesine geçmesi meseleleri, bu olayın bölgede ve dünyada doğurduğu akisler, Uluslararası Türk Akademisi ortak türk dili ve ortak türk dili ders kitapları alanında yaptığı islahatlarlardan konuşdular.Kurultayda aynı zamanda, Rusya’da türk dilinin yabancı dil olarak korunması, Irak’ta türk dilinin bugünkü durumu, Özbekistan’da alfabe ve yazım sorunları, Latin qrafikasının bu günü, İran’da Türk dilinin korunması ve birçok devletlerdeki Türk alfabesi konusunda öne çıkan problemlerinden bahs edildi. Müzakerelerde ukrayna, belorus, Rus, İngiliz dillerinde oluşmuş oturan türk sözlerinin işlenmesi, dünya dilleri içerisinde Türkçe ve HHI yüzyılda Avrupa’da Türk dilinin yayılması gibi ilginç konular etrafında alimler görüş alışverişi yaptılar.“
“Dünya, yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman, Türkiye, ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idaresinde, dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara, sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak, yalnız susup o günü beklemek değildir. Hazırlanmak lâzımdır. Milletler buna nasıl hazırlanırlar; manevî köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinden bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir.”
84 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği bu sözler sadece bir arzu ve dilek olarak kalmadı, gerçekleşmesi için güçlü adımlar atıldı. Öyle ki, 1924’te Bakanlar Kurulu kararı ile İstanbul Üniversitesi’nde Türkiyat Enstitüsü kuruldu, 1931’de Türk Tarih Kurumu, 1932’de Türk Dil Kurumu bu amaçlara yönelik kurulan bilimsel merkezlerden bazılarıdır.
Hatırlatalım, ilk Türk halkları kongresi 1926’da Azerbaycan’ın Bakü şehrinde yapıldı.
Geçen yüzyılın 90 yıllarında tüm Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığına kavuşup, geçmişte yaşadıkları bir çok sıkıntılardan qurtuldular.T arihin belirli dönemlerinde kullanılan Ortak Türkçe’yi Türk’ün büyük coğrafyasında yaymak meselesi gündeme çıktı. Bugün küreselleşen dünyada siyasi, ekonomik, kültürel ilişkileri yüksek düzeyde kurmak için Türk dilli halqarın ortak bir iletişim ve bilim diline ihtiyacı var ve Türkiye’de bunun için aşamalarla hangi işlerin görüldüğüne bakalım.
1992 yılı ekim ayında Ankara’da gerçekleştirilen “Türk Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi” de Türk dünyasının sorunları ve çözüm yollarını çözelemek amacı ile kurultay geçirmek gerekliliğini de ortaya koydu.
1992’den günümüze kadar geçen sürede çeşitli kurultaylar yapılmış, buralarda Türk dünyasının problemleri ve çözüm yolları konuşulmuştur. Hükümetlere bir tavsiye niteliğinde alınan bu kararların bir kısmı ülkeler tarafından uygulanmıştır. TİKA, TÜRK- PA, Türk Keneşi, Türk Akademisi, Yunus Emre Enstitüsü, TRT Türk ve TRT Avaz kanalları gibi Türk dünyasına dönük kurumsal yapıların oluşturulması bu kurultaylarda dile getirilmiştir. Bu şekilde ortaya çıkan kurumlar Türk dili konuşan ülkeler arasında aynı zamanda dil, edebiyat, tarih, sanat, iletişim, eğitim, kültür gibi alanlarda işbirliği alanlarının gelişmesini sağlayan çok faydalı çalışmalar yapmıştır.
Dil, tarih ve kültür temelli stratejik bakışların sağlam, kalıcı milli politikalar belirlenmesinde vazgeçilmez olduğunu ilke edinen Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi; Türk dünyasının yakınlaşmasına yönelik çalışmalar yapan merkezlerin başında gelmektedir.
Kazakistan’ın El-Farabi Üniversitesi profesörü AB Salkynbay raporunda Kazakların Latin alfabesine geçmesini Türk dünyasında ortak amaçlara ulaşmak yollarından biri olduğunu vurguladı halkının yirminci yüzyılda yazı şeklini (alfabesini) siyasi nedenlerle dört kez deyişidiyini, bununla alnının dağa- taşa çarpdırdığını söyledi.O elifbaya ve yazıya yüksek değer verip bunu özel kaydetti ki, yazı olduğu yerde bir tarih vardır, onun bilgisi sistemli, düşüncesi sağlam, bilimsel kapasiteli ve manevi serveti ise kompakt topludur.A.Salkunbay fikrini biraz da aşıqlayaraq sonucda fikrini şöyle tamamladı:
“Bilimin varlığı doğrudan yazıyla ilgilidir, bu nedenle konuşma ve yazı ilişkisinin tayin edicisi de, ortak bir nimetlere dönüşüm biçiminin başlıca ve ana göstergesi de yazıdır. Ülke ve ulus tarihi kıyaslandığında, manevî kültür değeri belirlendiğinde yazının gücü artar. Kitabın söylenmemiş geçmişinin atalarımızdan miras olduğuna nasıl inanıyorsunuz? Her halda, yazılı bir tarih, ülkenin bölünmemiş mirasının korunmasının temel garantisidir. Yazısız bir tarih birçok iddialara, davalara yol açar ve ülkenin geçmişini takip edemeden, geleceğe olan umudunun zeifledeceyi kesindir.
Türk dünyasının sorunları ile ilgili fuayedeki sohbetlerde de sunum ve konuşmalarda da düşünce kışkırtan anlar vardı.
24 Kasım 2015 tarihinde Türkiye ile Suriye sınırının yakınlığlnda Rusya’nın Su-24 uçağının vurulması olayından 2 yıl geçmesine ve iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileşmesine rağmen, halen Rusya bilim ve eğitim müesselerinde Türkiye ile ilgili bilimsel ve ilmi takasa engeller ortadan kaldırılmamışdır. Bu kurumlarda çalışan daha fazla azsaylıTürkçe konuşan entelektüeller mağdur durumda.
Çin’deki Uygur Türkleri Müslüman və türk olduklarından katliamlara maruz kalmışlar.
İran’da yaşayan Türklerin durumu da dayanılmaz. Ülke nüfusunun neredeyse yarıdan fazlasını oluşturan Türklerin uzun illerdir ki, Türk dilinde okulu yok.Bu dilde kitap, gazete dergi yayınlanmır. Onu da kayd edim ki, Kurultaya “İran’da Türk dili tarihi ve lehçelerde” sunumu ile katılmıştım. Sunumuma göre tek Dil Kurultayının“Katılım belgesi” deyil,Türkcenin Diriliş Hareketi derneginin “Üstün hizmet” ödülünü de layik görüldüm.bunun için çok sevindim.
Bulgar Türkleri, 4. sınıfa kadar geçen yüzyılın 40’larına kadar ana dilde eğitim hakkına sahipti. 1946 yılında Bulgaristan’daki Türkçe eğitim veren okullar olduğu halde, sonraki yıllarda Türkçe tamamen yasak edilmekle birlikte, oradaki Türklerin varlığı zorla yok edilmiş edilmiş ve bu insanların Türkçe olan adları, Hıristiyan isimleri ile değiştirilmiştir. “Burada amaç assimilyasiyamı yoksa Türkleri aşağılamak yoluyla tarihten intikam almaktır ? “Bu ikilem Çanakkale kongresine katılan üniversite öğrencisi Demet Yener’in özetine kondu. Bu arada Dil Kongresi’ndeki bilim insanlarıyla birlikte birkaç blog yazarı ve üniversite öğrencisi vardı.
Diğer dillerde olduğu gibi Türk dili de artmış ve çökmüştür. Yüzyıllar boyunca Türk dili tek bir dil haline geldi ve tüm Türklerin Çin’den Hazar Denizine konuştuğu dil oldu. Orta Çağ’da ortaçağ olmasına rağmen, yirminci yüzyıl arasındaki farklar bağımsız dillere ayrılmıştır. Orhun anıtlarının dili olarak gördüğümüz, büyük coğrafyada yaşadığımız tek edebî dil, ortak dildir. Uzunca bir süre Moğolistan’daki taş yazıtların incelenmesi Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya, en eski Türkçe kelimenin 3035 yaşında bir “kıngırra” olduğunu kanıtladı. Hun Türkçesinden günümüze kadar olan bu kelime, Türk çağını 30 asır geri alır.
Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı, Dr. Hasan Celal Güzel “En eski, en zengin ve en ahenkli dil Türkçe” başlıklı raporunda Türkçe’yi İngilizce ile karşılaştırarak, olgular temelinde Türkçenin söz dağarcığındakı kelimelerin sayısının ünlü Ohford sözlüğünü de geçip aştığını ve Türkçe’nin artık bir “Dünya dili” olma yoluna çıktığını bildirdi:
” İngilizce’rim zengin bir dil olduğu doğrudur. Halen, dünyanın ‘lingua Franca’ unvanına sahip tek yaygın dilinin İngilizce olduğunu kabul ediyoruz. Ancak, Ohford ansiklopedik bir sözlüktür. CoğrafT yerleri, teknik terimleri, hasılı İngilizce olsun olmasın her türlü kelimeyi barındırmaktadır. Halbuki Türk Dil Kurumu {TDK) Türkçe Sözlüğü’nde sadece genel Türkçe kelimeleri bulabilirsiniz.
Şimdi şu iddiamızı altını çizerek ifade edelim: Dünyanın en zengin dili Türkçedir. Elbette, bizim bazı ciğersiz, yabancılaşmış aydın taifesini hariç tutarsanız, dünyada herkes kendi dilini sever ve yüceltilmesini ister. Lakin bu iddiamız teorik yanılgıdan ya da boş bir övünmeden ibaret değildir. Türkçe, son yüzyılda epeyce badire atlattıktan sonra kendisini toparlamış ve gittikçe zenginleşmeye başlamıştır. Dilde tasfiyecilik yüzünden bir dönemde kuşa çevrilen Türkçe, artık bir ‘dünya dili’ olma yolundadır. Özellikle son 10 yıllık dönemde çalışmalarını hızlandıran Türk Dil Kurumu, eski Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halük Akalın döneminde ve yeni dönemde üretkenliğini süratle arttırmıştır.
TDK, önce Türkçe Sözlük adlı eserini geliştirmiş ve 2011 yılındaki son baskısında kelime sayısını 122.423’e çıkarmıştır. Ayrıca, internet ortamında hazırlanan ‘Büyük Türkçe Sözlük’te kelime sayısı rekor seviyede arttırılarak 616.767’ye yükseltilmiştir. Bu haliyle dahi ‘Büyük Türkçe Sözlük’ 500.000 kelimelik ve dünyanın en zengin sözlüğü olduğu ilan edilen Ohford Sözlüğü’nü çoktan geride bırakmıştır. Lakin, ne yazık ki hala basımı gerçekleştirilememiştir.”
Bugün, Türkçe konuşan ülkeler önünde çözülmesi gereken birçok sorun var. Bilim, kültür, sanat, ekonomi, teknoloji ve benzeri temel işbirliği koşullarının başında ortak dildir. Ortak dili; birlik ve bütünlüğün temel unsuru olup, Türk dünyası ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki kültür köprüsünü kuracak, bu köprünün üzerinden diğer alanlarda da (ekonomik, ticari, askeri, siyasi) entegre edilmesi kolaylaştıran bir ünsürdür.
Kurultayın son gününde Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı Hasan Celal Güzel Türk dünyasının tanınmış bilim adamlarını, Türk tarihine imzalaraını altın harflerle yazan bilim fedailerini, Türkologları Merkezin düzenlediği “Türk dünyasına hizmet” ödülü ile değerlendirdi.
Bildirilerde Türk halkları arasında ortak iletişim dilinin Türkçe olması gerektiği güçlü bir şekilde vurgulanmıştır. Terim birliğinin sağlanması bilimsel işbirliği imkanlarını artıracak olup, bu yolda başlatılan çalışmaların kesintisiz sürdürülmesi ifade edilen konulardandır. Türk cumhuriyetlerinde kullanılan Latin esaslı alfabelerin birbirine yakınlaştırılması ve 34 harfli ortak Türk alfabesindeki harflerin tercih edilmesi gerektiği Kurultayda sunulan bildirilerde ve değerlendirmelerde en fazla dile getirilen hususlardan biri idi
“Türk dilini seviniz, çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük geleceği olacaktır”. Kaşgârlı Mahmud bu kelmeleri bin yıl önce söylemişdi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçim sürecinde ilk icraatı olarak açıkladığı ve Cumhur İttifakı üyelerince 10 aydır bekletilen Tatlar […]
İBB 9’ncu seçim dönemi ilk oturumu, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden üçüncü kez başarıyla çıkan Başkan Ekrem İmamoğlu tarafından açıldı. […]
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve yeni seçilen 11 CHP’li ilçe belediye başkanı Anıtkabir’i ziyaret etti. Aras Anıtkabir […]
Gaziemir Belediyesi’nin 20-23 Nisan tarihlerinde düzenleyeceği 26. Gaziemir Ulusal Çocuk Şenliği halk dansları gösterileri, müzikaller, kortej ve konserlere ev sahipliği […]
Sandıklı Belediye Başkanı Adnan Öztaş, Yeni Arıtma Tesisi ve Akin Göleti hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Adnan Öztaş yaptığı açıklamada […]
Nisan ayı meclisinin ilk oturumunda gündem maddeleri gereğince meclis başkanvekilleri, divan kâtipleri, encümen üyeleri ve komisyonlarda yer alacak meclis üyelerinin […]
Kocaeli Merkezinde bulunan çorbacıda çıkan olay sonrası polis gelmişti. Tartışmanın uzamasıyla olay yerine takviye polis gelmiş, gözaltı sırasında zor […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türkiye ve İsrail arasındaki ticaretin yasaklanmasına ilişkin kanun teklifi verdi. İsrail’le […]
Uzay Kampı Türkiye, 17 Nisan’da gerçekleşecek özel bir törenle lansmanını yapacağı Aurora simülatörü ile, çocuklara ve gençlere sunduğu uzay bilimleri […]
Emekli ve doğum yapanlar için ilk adım atıldı Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, uygun şartları taşıyan […]
17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...18 Nis 2024 0
İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı AKOM verilerine göre, İstanbul’da rüzgarın kuzeyli yönlerden kuvvetlenmesi ile birlikte sıcaklıkların 13-17 derece aralığına gerilemesi […]
Çok değerli bir yazı okudum ancak
Türkçenin fonetik ve gramer sorunları vardır. Mesela harflerin sınıflandırılması bile henüz yapılmamıştır. Pek çok galat-ı meşhurları vardır. K, g, l ünsüzlerin kalını incesi vardır, diğerlerinin yoktur, iddiası vardır ki yanlıştır.
Türkçenin kurallarının olduğu iddia edilir ama bu kurallara uymayan yığınla kelime vardır. Ya bu kurallar yanlıştır ya da kurallar kimsenin umurunda değildir. Kuralları olmayan bu dil nasıl varlığını devam ettirebilir?